NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
33 - (537) حدثنا
أبو جعفر محمد
بن الصباح،
وأبو بكر بن أبي
شيبة (وتقاربا
في لفظ
الحديث) قالا:
حدثنا إسماعيل
بن إبراهيم عن
حجاج الصواف،
عن يحيى بن
أبي كثير، عن
هلال بن أبي ميمونة،
عن عطاء بن
يسار، عن
معاوية بن
الحكم السلمي؛
قال:
بينا
أنا أصلي مع
رسول الله صلى
الله عليه وسلم.
إذ عطس رجل من
القوم. فقلت:
يرحمك الله!
فرماني القوم
بأبصارهم.
فقلت: واثكل
أمياه! ما
شأنكم؟
تنظرون إلي.
فجعلوا
يضربون
بأيديهم على
أفخاذهم. فلما
رأيتهم يصمتونني.
لكني سكت.
فلما صلى رسول
الله صلى الله
عليه وسلم. فبأبي
هو وأمي! ما
رأيت معلما
قبله ولا بعده
أحسن تعليما
منه. فوالله!
ما كهرني ولا
ضربني ولا
شتمني. قال "إن
هذه الصلاة لا
يصلح فيها شيء
من كلام
الناس. إنما
هو التسبيح
والتكبير وقراءة
القرآن".
أو
كما قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
قلت: يا رسول الله!
إني حديث عهد
بجاهلية. وقد
جاء الله بالإسلام.
وإن منا رجالا
يأتون الكهان.
قال "فلا تأتهم"
قال: ومنا
رجال يتطيرون.
قال "ذاك شيء
يجدونه في
صدورهم. فلا
يصدنهم (قال
ابن المصباح:
فلا يصدنكم)
قال قلت: ومنا
رجال يخطون.
قال "كان نبي
من الأنبياء
يخط. فمن وافق خطه
فذاك" قال:
وكانت لي
جارية ترعى
غنما لي قبل
أحد
والجوانية.
فاطلعت ذات
يوم فإذا
الذيب [الذئب؟؟]
قد ذهب بشاة
من غنمها.
وأنا رجل من
بني آدم. آسف
كما يأسفون.
لكني صككتها
صكة. فأتيت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم فعظم
ذلك علي. قلت:
يا رسول الله!
أفلا أعتقها؟
قال "ائتني
بها" فأتيته
بها. فقال لها
"أين الله؟"
قالت: في
السماء. قال
"من أنا؟"
قالت: أنت رسول
الله. قال
"أعتقها.
فإنها مؤمنة".
{33}
Bize Ebu Ca'fer Muhammed
b. Sabbâh ile Ebu Bekir b. Ebi Şeybe rivayet ettiler. Lâfızları da birbirine
yakındır. Dedilerki: Bize İsmail b. İbrahim, Haccac-ı Savvâf dan, o da Yahya b.
Ebî Kesir'den, o da Hilâl b. Ebî Meymûne'den, o da Atâ' b. Yesâr'dan, o da
Muâviyetü'bnü Hakem Es-Sülemî'den naklen rivayet etti. Muâviye şöyle demiş:
Bir defa ben Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile namaz kılarken cemâatdan bîri aksırıverdi.
Ben hemen «yerhamukâ'llah!» (Allah sana rahmet eylesin!) dedim. Cemâat bana
fena fena baktılar. Ben: Vay başıma gelenler!.. Size ne oluyor ki bana
bakıyorsunuz! dedim. Bunun üzerine elleri ile uyluklarına vurmağa başladılar.
Bunların beni susturmaya çalıştıklarını görünce kızdım. Lâkin sustum. Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namazı bitirince (Ne diyeyim) annem babam ona
feda olsun! Ne ondan önce ne de sonra Nebi (Sallallahu. Aleyhi ve Sellem) kadar
güzel öğreten hiçbir muallim görmedim. Vallahi beni ne azarladı, ne dövdü ne de
sövdü; (sâdece):
«Şu namaz yok mu! Onun
İçinde insan sözünden hiç bir şey konuşmak caiz değildir. O ancak tesbîh,
tekbîr ve Kur'ân okumakdan ibarettir» buyurdu. Yahut Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) 'in buyurduğu gibidir. Ben:
— Yâ Resûlullah! Ben câhiliyyetten yeni
kurtulmuş bir kimseyim. Gerçi Allah islâmı getirdi. Ama bizden öyle adamlar var
ki, hâlâ kahinlere giderler... dedim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
— «Sen onlara gitme!» buyurdular.
— Bizden bâzıları da tetayyur ediyorlar... dedim.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
— «Bu onların içlerinden gelen bir şeydir. Ama
sakın onları yoldan çıkarmasın!» buyurdu. (İbnü's-Sabbah: Sakın sizi yoldan
çıkarmasın dedi) Ben:
— Bizden bir takım adamlar da çizgi
çiziyorlar... dedim. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
— «Nebilerden biri çizgi çizerdi. Her kim onun
çizgisine uygun düşürürse isabet etmiş olur.» buyurdu. (Muâviye diyorki)
Benim bir cariyem vardı.
Uhud ve Cevâniyye taraflarında koyunlarımı güderdi. Bir gün kendisini dolaşmaya
gittim. Bir de ne göreyim!. Onun koyunlarından birini kurt götürmüş! Ben de
Benî Âdem'den bir adamım. Onlar gibi ben de üzülürüm! Lâkin cariyeye öyle bir
tokat aşkettim ki!..
Müteakiben Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e geldim. Bu yaptığımı bana fazla buldu. Ben:
— Yâ Resûlullah! o halde cariyeyi âzât edeyim
mi? dedim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
— «Sen onu bana getir.» buyurdular. Derhâl getirdim. Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) ona:
— «Allah nerededir?» diye sordu. Câriye:
— Göktedir... Cevâbını verdi. Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
— «Ben kimim?»
dedi. Cariye:
— Sen Resulullah'sın! cevâbını verdi. Resulü
Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
— «Onu âzâd et; çünkü o mü'minedir.»
buyurdular.
(537) حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم.
أخبرنا عيسى
بن يونس.
حدثنا
الأوزاعي عن
يحيى بن أبي
كثير، بهذا الإسناد،
ونحوه.
{….}
Bize İshak b. İbrâhîm
rivayet etti. (Dediki). Bize îsa b. Yûnus haber verdi. (Dediki): Bize Evzai,
Yahya b. Ebî Kesir’den bu isnadla bu hadîs’in benzerini rivayet etti.